Düğün dış çekimi için bizimle ilk Fatmagül iletişime geçti, hayalinde nasıl çekim istediğini anlattı, bizim fikirlerimizi sordu. Çekim mekanını Alanya olarak kararlaştırdıktan sonra telefon üzerinden nasıl bir mekan istediklerini ve çekimin nerelerde olabileceğini kabaca konuştuk. Çekim gelmedende biz Alanya’da çekimi nerelerde yapacağımızı belirlemiştik sadece mekana önceden gidip birebir ışığı ve mekanı kontrol etmek kalmıştı.
Çekim günü yaklaştığında, Mart ayında çekimden 1 gün önce Alanya’ya Fatmagül ve Bayramın çekimi için yola çıktık. Aslında ilk başta düşüncemiz uçakla gitmekti ama geze geze gitmenin keyfinin başka olacağını düşünerek birazda benim ısrarımla 🙂 yola arayla çıkmaya karar verdik. Perşembe günü gece 3’de yola çıktık Kayseri’den. Yaklaşık 2’şer saat arayla biraz Oğuz kullandı arabayı biraz da ben. Antalya’ya giderken en sevmediğim kısım Konya yolu üzeri oluyor. Çünkü yolun bir kısmı düm düz ve git git bitmiyor bir türlü. Sanki olduğun yerde hareket ediyormuşsun gibi bir his veriyor insana. Birde Konya içerisi bana karışık geliyor. Ama ne hikmetse bu Konya hep benim sırama denk geliyor 😂
Konya’ya vardığımızda gün yeni yeni doğuyordu. Kısa bir mola verdik, bir pastanenin önünde durup simit aldık. Geceden termusumuzda çayımız hazır olduğu için kahvaltımızı yolda yapmış olduk. Konya’da kar Kayseridekinden çok daha fazlaydı. Seydişehirden sonra yolda baya bir sis oluşmaya başlamıştı. Açıkcası havanın böyle olacağını düşünmediğimiz için ben baya şaşırdım. Akseki yakınlarına geldikçe ağaçların artması, üzerlerinde karların olduğu dağ manzaralarını çok sevdik. Yol üzerinde beğendiğimiz birkaç noktada durup drone ile çekim yaptık. Akseki’nin o kıvrımlı yollarından sonra Alanya’ya vardığımızda saat 12’ye geliyordu. Normalde 7.30 saat sürecek yolu yolda dur kalklarla, manzaranın tadını çıkartarak 9 saatte geldik. Çok zevk aldığımız güzel bir yolculuk oldu bizim için. Alanya’da hava çok güzeldi bildiğiniz yavaş yavaş yazın etkileri görülmeye başlamıştı bile.
Sıra daha önce belirlediğimiz çekim mekanları gezmeye gelmişti. Alanya Kalesi’nden başladık gezmeye. İlk başta Kızıl Kuleye gittik. Devamında surlardan ilerleyip Tersaneye ulaştık. Tersanenin tamamen tek noktadan ışık alması ve o kubbemsi yapılarını çok beğendik. Farklı tarzda duruşu hoşumuza gitti. Mekanı çekim için nasıl kullanabileceğimiz üzerinde konuşup deneme çekimleri yaptık. Hangi açıdan hangi ışıkla alınırsa daha güzel durur diye kendi üzerimizde denemeler yaptık.
Devamında kalenin asıl olan üst kısımlarını dolaşmaya başladık. Gittiğimiz yerlerde ben fotoğraf için kullanabileceğim noktlara Oğuz’un fotoğraflarını çektim oda film için kullanmak istediği noktalarda beni çekti. Bedesten, Camiler, kalenin en tepesi derken baya bir zaman geçti. Bedesten çekim için en uygun olan ortamlardan biriydi. Kalenin tepesi ise manzara olarak çok güzeldi ama insanları gezebilmeleri için ya demir tırabzanlar yapılmış yada kenarlarda devamlı çöp kutularının olması fotoğraflarda hoş bir görüntü sağlamıyordu. Hadi diyelim fotoğraflardan photoshop ile çöp kutuları silinir ama klipte aynı işlemi yapmak çok mümkün olmuyor.
Kaleyi gezmeyi tamamen bitirdikten sonra sıra çekimin devamı için düşündüğümüz plajı bulmadaydı. Gezdiğimiz Damlataş Plajı, Kleopatra Plajı ve Kestel Plajlarında kalabalık fazla olunca Ulaş Plajı bize daha cazip göründü. Çünkü hem Alanyanın biraz dışında olduğu için diğer plajlara göre çok daha sakindi hemde çekimi farklılaştırabileceğimiz kayalık ve kumsal alanı haricinde denize sıfır güzel bir seyir noktasıda vardı. Çekim mekanları belirleken çekimi farklılaştırabileceğimiz noktaların olması bizim için çok önemli. Çünkü mekanlar arası mesafeler az olunca çiftlerde daha az yoruluyor ve çekime bu daha da güzel yansıyor.
Velhasıl kelam günün sonunda belirlediğimiz mekanlar dolaşıp ana çekim noktalarımızı seçip ışığı nasıl kullanacağımızı belirlemenin verdiği bir mutluluk vardı. Çiftimizle çekimde kullanacağımız mekanları paylaştık ve çekim için buluşacağımız saat için randevulaştık. Hem güzel mekanlar dolaşmanın hazzı hemde işlerimizi yerine getirmenin verdiği mutlulukla dinlenme zamanımız çoktan gelmişti.
